En yakın arkadaşımın bir arkadaşı var, daha kışın onunla iş görüşmesine gidecekken ben annemle kapışıp kendimi sevgilisinden ayrılmış ergen gibi sahillere vurmuş ve gidememiştim. Arkadaşım da o gün o iş görüşmesinden 8 saat çıkamamış, ben de hafiften atarlanmıştım. Sonra biz bir kaç gündür bu çocuğu anar olduk, andık ya aradı çocuk, yeni bir iş için. Ben de gayet umursamaz ve normal bir şekilde parmak arası terliklerim ve tepeden topuzumla kalkıp gittim... Ve o bizden sonra geldi.
Bence bundan dünyada sadece 5 tane falan var. Çocuk işten bahsediyor, biz arkadaşımla cevap veremiyoruz. Bir de dudaklarını büze büze konuşmuyor mu, öp o anda. Benim gibi rahibe kılıkılı, frijit ruhlu birini bile bu tip düşüncelere iten bu özel üretim o anda bize dünyanın en saçma işini de önerse biz onu dünyanın en büyük harikasını bulmuş gibi görecektik o ayrı ama işler de iyi , dinleyebildiğimiz kadarıyla. Biz orada 3 saat oturmuşuz,çıkınca anladık. Çıkınca avare avare gezdik Kadıköy sokaklarında. Çocukta nasıl bir enerji varsa bizim o hiç durmayan çenelerimize kilit vurdu bu enerji. Sessizce gidip yemeğimizi yedik ve denize dalıp dalıp of çektik. Dünyayı umursamadık o an. Eve gelip saatlerce uyuduk. O an arkadaşımın çocuğu daha önceden görmüş olması bile umrumda olmadı, bu adam insanı dinden imandan çıkartır, arkadaş bile sattırır.
Adam Eylül'de bir gudubetle evleniyor sayın okuyucu, bence bu evrenin bana arkadaşına kazık atamazsın deme şekli deyip Polyanna olmaktan başka şansım yok .
Arkadaşımın annesi telefonda annem de eve gelince siz daha durun dedikten sonra da açıkçası halimiz harap. Hayır bize öyle biri geldi de biz mi hayır dedik? Bir dk. evet sanırım tam da öyle olmuş:( 27'ye kadar aman yeaaa daha kimler çıkar bununla mı evleneyim şimdi diye diye şansımı talihimi kuruttum ben.
Yemin ederim bundan koca olur belki diye muhabbet ettiğim üç çocuğa da trip attım o gün. O'nun kadar yakışıklı değiller diye.
Sonra gerçeklerle yüzleştim ve o özel üretimden aramaya kalkışırsam , annemin benim için battal boy turşu kavanozu araması gerektiğine karar vererek şu sonuca vardım.
"Huzur versin yeter!"
Kısa ama öz yazımı çocuğu sahibine asla ve asla bağışlamayarak ve artık evlensem iyi olacak diyerek bitiriyorum.
Not: Bay Tarçınlı Kahve'yi unutmuşum, geçen gün fark ettim. Gözümüz aydın.
Yaşadım,yazdım.... Ya da yazdım yaşadım, bilmiyorum ki... Şimdi bir de buna mı takayım?
30 Ağustos 2014 Cumartesi
Dünyanın 8. harikası ....
Etiketler:
aşk
,
aşk meşk eften püften olur olmaz saçma sapan
,
bayantakinti
,
blog
,
blogger
,
bloglovin
,
blogspot
,
damat
,
edebiyat
,
eldevarucunbiri
,
erkek
,
evlilik
,
iliskiler
,
nemesiskitap
,
öpücük
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Ahhh ahhh ne güzel demişsin huzur versin yeter o büyük nimet ve ben 60larıma kadar öyle birini bulamayacak gibiyim. Allah hepimize çirkin şansı verir inşallah. :)
YanıtlaSilhahahaha aminnnnn :D
Sil