-->

10 Haziran 2017 Cumartesi

Çünkü Ayrılanlar Hala?

Ah be Attila İlhan...
Senin zamanında kalmış o iç yakan aşklar yok artık. Stalk var, hangi orospuyla takılıyor bu adam düşünceleri var, bu da mı gol değil diyen iç sesim var...
Ama bana kızma, ben aslında hep senin anlattığın gibi yaşamak istedim aşklarımı.
Ama bu zamanda gerçekten iyi olmak saçmalık.
Diğerlerini de içim kaldırmıyor benim...
Hani çok lezzetli bir yemek yersin fakat malzemesi kalitesizdir ya, oturur midene, yediğine yiyeceğine bin pişman olursun. Öyle aşklar var önümde...
Bu aşklarda çin tuzu mu var nedir? Glikoz şurubu da olabilir...
Fazla tatlıydı belki ama oldukça baydı.
Hayatımda ilk defa şu bloga yazdığım bir adamı silmek istedim. İlk defa kaldırdım yazılarını. Onca saçma sapan adamın yazılarını kaldırmadım da, son 3 yazımı burada tutmaya bile dayanamadım. Oysa toplum sağlığına katkısı olurdu belki, kalsaydı, adeta bir kamu spotu değeri taşırdı bilemiyorum. Fakat ben kamu spotlarına da pek itimat edemiyorum.
Hani orada adamın ciğer komple gitmiş mesela, içmeyin şu zıkkımı diye yalvarıyor ya, ben gidiyorum bir sigara daha yakıyorum.
Bende ters işleyen bir düzen var belli ki...
Yazılar hep taslakta kalacak mı bilmem, yayınların belki. Çünkü yaşadım. Ben yaşadım, o yaşamadı. Belki de hiç başlamadı bilmiyorum.
Aslında belki de hiç başlamamış bir şeyleri oldurma hobim var benim. Çok akıllı kız maşallah diyenlere inat, ben bunu kullanmayacağım diye direttiğim beynim en başından beri haykırıyor da, benim onu pek bir susturasım geliyor.
Güzel fragmanlara kanıp bir bilet alıyorum. Film çöp. Yönetmene, emeğine sağlık arkadaşım diyemiyorum. Emek yok. Filmdeki kötü karakter de olamıyorum çoğu zaman. Ama en çok ne olmak istersin diye soracak olursanız, figüran olmak istiyorum. Arkadan geçip giden olmak iyidir. Bu kadar çöp bir filmin içinde illa yer alacaksam ben, figüran olmak istiyorum. Duygusuzca arkadan geçip giden olmak istiyorum.
Ben gidiyorum.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder