-->

19 Nisan 2014 Cumartesi

Tesadüf diye bir şey yoktur!

Bunu dedikçe acaba var mıdır ? diye sorgulayacağım olaylar karşıma çıkıyor...
Bugün yine her günüm gibi ilginç bir gündü...
Asıl mesleğimle ilgili hafta sonları gittiğim bir kurs var. Yine her cumartesi olduğu gibi bu cumartesi de annemi de alarak evden çıktım ve ilk kez bu hafta derse yetişemedim. Bu arada küçük bir dip not; anneni niye derse götürüyorsun diyecek olursanız, her hafta eve geldiğimde aaa ne öğrendin hadi bana da yap dememesi adına onu da alıp götürmeyi uygun gördüm. Blogu okuyanlar annem bayan pireyi zaten yakından tanır :) kepçeye binmek için operatörü kafalayan kadın, derse de gelir yani...
Neyse konuyu dağıtmadan devam edeyim.
Derse yetişemedim. Böyle terslikler olamaz. İki saat öncesinden evden çıkmama rağmen, Taksim'e bir dolmuş bulamadım. Bulamayınca, Kadıköy'den vapurla Beşiktaş'a geçerim dedim ama Beşiktaş'ta beni Taksim'e götürecek bir taksi bulamadım. Bir tanesi de alıp Taksim'e götürmez mi? Vallahi yer beğenmiyor paşalarım! Bugün bir tanesinin yüzüne küfrettim, adam çok pis bakınca da dayak yememek adına hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. İyice uzaklaşınca da baktım yetişecek gibi değil dönüp bir daha küfrettim! Oh olsun! Neyse 45 dakika sonra bir dolmuş buldum da Taksim'e ulaştım. Ama ders başlayalı en az bir 45 dakika olmuştu ve bende bu da bir takıntıdır, geç kalmışsam girmem. Üniversite hayatım boyunca da böyle yaptım. Zaten arada bir girmeye karar verdiğim derslere de geç kaldım,girmedim. Baktım Taksim'e de çıktım, e bari günümüzü orada geçirelim dedim. İlkokuldan beri yemek yediğim bir yer var, Taksim Büfe, orada gidip yemeğimi yedim. Sonrasında da sakince dolaşmak gibi bir niyetim vardı ama günüm annemin üşüdüm sızlanmalarıyla birden bire ona kalın bir şeyler aramakla mağaza mağaza gezme törenine dönüştü. Ve annem bu bahar ayında kendisine kaşe bir palto veya yün bir kazak bulamadığı için Terkos Pasajı'na gitmek için yürümeye başladık, bir anda kafamı Starbucks'a çevirdim ve bay tarçınlı kahveyle 2013 yılbaşında yanına gittiğimiz arkadaşını gördüm, umursamadım çünkü çocuk çok yakın bir arkadaşı değildi ve İstanbul'a taşındığını biliyordum. Ama o sırada o çocuğun yanındaki kişi sandalyesinde gerinince kalbim ağzımdan fırladı. Bay tarçınlı kahvenin en yakın arkadaşlarından biri. Ve çocuk Bursa'da yaşıyor...
Yok dedim, bu olamaz. Benim derse gitmemem için bütün dünya bana savaş açtı, ve bu olanlar bu çocuğu görmem için olmuş olamaz... Ben yanılıyorum...
Ve uzun gelgitlerim sonucu çocuğa akşam mesaj attım. Evet oymuş, keşke yanımıza gelseydin dedi, keşke gitseydim! Bir daha geldiğimde görüşelim dedi, görüşürüm! Bay tarçınlı kahveyi görmüş kadar olurum...
Bir yandan korkarım, başkası var diyecek diye,
Bir yandan ya demezse diye sevinirim....
Ama şimdi döndüğünde dilerim bundan ona bahseder, ve dilerim ki ben onun aklına düşerim....
Çünkü bugün bütün dünya benim o derse gitmeyip de onun arkadaşını görmem için seferber olduysa, ve ben onun arkadaşını bile bir kahveci de görebiliyorsam, bunun bir sebebi olmalı!!!!!
Haksız mıyım? 

8 yorum :

  1. Benim kafa yapim illaki kilifina uydurucaz :)

    YanıtlaSil
  2. alın yazısına inanalardanım, butun funya seferber olmus :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani bence bu olayın vermek istediği bir mesaj olmalı , benim işime böyle geldiğinden değil, bakalım bekliyorum :D

      Sil
  3. işte evrenin mucizeleri...tesadüf diye bir şey yoktur;)her şeyin bir nedeni vardır;)sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bencede evren bana bir şey demek istiyor, bence biraz daha açık konuşsun ama tam anlaşılmıyor :D

      Sil
  4. Kesme yanlarina gitseydin .. gitmemeninde vardir elbet bir nedeni ¿¿¿¿

    YanıtlaSil