-->

1 Nisan 2014 Salı

"Hayır"lı Bir Kısmet...

Hayatım boyunca etrafta nikah şekeri gibi dolanan kızlardan olmadım, aman ne olur evleneyim de başım bağlansın demedim. Demedim de , şu an bu konuyla hiç de övünmüyorum. Malum Türkiye'de kadın nüfus erkeklerden fazla, erkeklerin de adam olanı az. Yaş da olmuş 29. 30 sendromuna kalmış bir sene... Ben de bir takım gariplikler başladı. Zamanında umursamadığım evlilik teklifleri bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başladı, kıza bak ne çok evlilik teklifi almış demeyin, kısa film olur ancak. Lakin birini takaydım koluma da beni bu telaş almasaydı diye diye kendimi yiyip bitirmeye başladım.
Yaş 30'a yaklaşırken insanın hormonları değişiyor bence. Mesela bebekleri aşırı sevmeye başladım ben, bu hormonlarımın bana "Koca bul, çocuk yap" mesajı. Yolda giderken gelinlik dükkanlarına aşırı dikkatli bakmaya başladım, kendi kendime gelinlik seçmeye başladım. Bu da hormonlarımın bana " biraz daha düşünürsen evde kalacaksın" mesajı ama bu geç kalmış bir mesaj çünkü zamanında çok düşündüm ve adaylarımın kararsızlığım ve "gereksiz"(bu tartışılır) kaprislerimle iliğini kemiğini kuruttum. Armudun sapı,üzümün çöpü diye diye bugünlere geldim. Şimdilerde millet bulduğunu kapıyor , ortalıkta kimsecikler kalmadı ama zamanında benim de kendime göre bir kitlem vardı tabii. Yaş da öyle ortalıkta bir yaş ki, yaşıtlarımın büyük bir yüzdesinin ciddi ilişkisi var evlenmek üzere, benden bir tık üstteki jenerasyon ya evlenmiş, ya da boşanmış tövbe etmiş. Küçükler var -ki nedendir bilmem benimle fazla ilgilenirler-, onlarla da evlenemem.
İşte ben böyle bir hal içindeyim, aslında derin telaş içindeyim sevgili okur. Şimdi sen diyeceksin ki gündem fena sen ne düşünüyorsun, ben de hormonlarımın etkisi altındayım bir şey yapamıyorum. TV'ye bir bakan çıkıyor, ülkenin halini konuşuyor, ben arkadaşıma acaba bunun oğlu bekar mı diye soruyorum. Şimdi bir de bahar geldi, ben de bu güzel havalarda Suadiye Fenerbahçe arası deli danalar gibi sahilde yürüyüş yapıyorum. Haliyle bu güzel havalarda bebişleri görüyorum, yapasım geliyor. Hiç senden anne olur mu demeyin, derinlerde gizlenmiş bir anaç insan yaşıyor benim de içimde.
Sonra haliyle geçmiş ilişkilerimi düşünüyorum, eğer evlenseydim neler olurdu diye...
Hadi birlikte inceleyelim;
Atgözlüğü vardı bir tane -kitabı okuyanlar bilir- onunla evlenseydim ne olurdu? Ve şu an medeni hali ne?
Eğer Atgözlüğü ile evlenseydim muhtemelen Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü'nü bırakmamış olacaktım. Mezun olup kütüphane müdürü ya da arşiv görevlisi olacaktım. Muhtemelen üç beş tane döpiyesim olacaktı, sabah 9 akşam 5 çalışıp, hayatındaki en büyük ideali iddaa bayisi açmak olan kocama dükkan parası yetiştirmeye çalışacaktım.
Aradan 8 sene gibi bir zaman geçtiğine göre çocuğumuz olmuş olurdu, hatta bu sene belki de okula başlardı, okul masrafları falan derken...
Ay yok. Bununla iyi ki evlenmemişim.
Bu geçen yaz evlendi zaten, hem de kızın adı benimle aynı... İddaa bayisi de açamadı.
Sonra Cedric var, bunu da kitabı okuyanlar iyi bilir, bununla evlenseydim zaten şu an akıl hastanesinde ya da hapishane de olurdum. Haliyle çocuk da yapamazdık. En iyi haliyle bu ikisine de girmediysem bakımsızlıktan ölen biri olarak intihar edebilirdim. Yüz sabununa ne gerek var bizim evde sıvı sabun var, hem de basmalı olanından zihniyetine aynı evde kaç ay tahammül ederdim kestiremiyorum. Bunun da iki senedir ilişkisi var zaten.
Sonra Havai fişek var, bu da tarçınlı kahve yazısını yazdığım şahıs; valla bunu kayıracağım kimse kusuruma bakmasın. Bu ne yaparsa yapsın susardım herhalde, ama bu da alkolikti, her gece çilingir sofrası kurdururdu bana. Olsun güzel kurarım ben. Çocuğu hemen yapardım ben bundan. Hem bu boğa burcu erkeği, sadık da olurdu ah ah... Bu ne halde bilmiyorum, bilmeye de korkuyorum.
Neyse içim yanmadan bu konuyu da geçiyorum.
Sonrakiler çerez ama olsun onları da irdeleyeceğim, tanıyabildiğim kadar...
Hani bana köpekler istedi diye atlar ölmez diyen vatandaş var ya , onunla evlenseydim o bence eve arada bir gelirdi. Çocuk yapmışsak da muhtemelen seneler sonra öğrenir, hatta belki de hiç öğrenmez beni terk ederdi. Onunla hiç olmazmış. Bunun ilişkisi tahmin edersiniz ki yok.
Sonra şu bana eski sevgilisini anlatırken çıkma teklif eden var,
O bence benim topuklarıma sıkardı zaten. Daha balayında elim bir cinayete kurban giderdim. Hem zaten o bana geçen gün onun tuttuğu partiyi tutmuyorum diye vatan haini dedi. Ben bununla evlenmeyi bırak, bu saatten sonra kapıya çöp atmaya çıkmam. Bunun medeni halini söyleyemiyorum çünkü medeni kelimesi bunu tanımlamıyor. ( fena giydirdim )
Göründüğü üzere benim de hayatıma bir kişi girmiş aslında. Diğerleri sıyırmış geçmiş....
Şimdi madem evrene yolluyoruz mesajı, o da bize koca yolluyor, o zaman yaza kadar bir tane rica ediyorum. Eli yüzü düzgün, çoluğuna çocuğuna bakacak, beni de çok sevecek bir adam olsun.
Ciddiyim ona göre!!!

4 yorum :

  1. Çok sevimli bir yazı olmuş bu yaa. Gülümseyerek okudum her kelimesini :) Aman geçmiştekilerden iyi yırtmışsın boşversene :)
    Umarım şu lanet evren mesajını almış ve o koca adayını aramaya başlamıştır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) Benim de tek avuntum geçmiştekilerden yırtmış olmak:)
      Evren'e gelince , umarım hepimizin kalbinden geçenleri bir bir verir :)

      Sil
  2. Kısmet konusunda doğru kişi olmasına dikkat et derim Bayan Takıntı, o kişi seni mutlaka hak etmeli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Armudun sapı , üzümün çöpü diye diye bugünlere geldim Nermin Hanım :) Sanırım bu huyum değişmeyecektir, ama bahar geldi bir aşk da hiç fena olmaz değil mi ??
      Sevgiler...

      Sil