Sevgili Türk Erkekleri, Erkeklerimiz.... ( neden hepsini sahiplendiysem ) Bu yazım size armağan olsun...
Fotoğrafta göründüğü üzere şu klişe sözünüz "kendimle kalmam lazım" ıssız adam tribinizi duyunca benim aklıma direkt böyle bir sahne beliriyor. Haliyle ben bu adamı sıçarken düşününce ayrı bir tiksiniyorum. Zaten beyinsizlik ürünü bir cümle parmaklarınızdan dökülüvermiş ve telefonumun ekranını pisletmekte... Birde işin içine zihnimde bok girince ortam felaket bir hal aldı ben de. İlk bir kaç gün ıssız adamın kız versiyonu modunda gezdiğim doğrudur. Sokakta sakin yürüyüşler, Yaşar'ın yeni albümünü hatim etmeler, hatta bir ara kendime geldim de bir baktım ki gerçekten boynum bükük oturuyorum. Adam bana köpek dedi diye içerlemişim falan. Arkadaşlarıma anlatıyorum, bana köpek dedi inanabiliyor musun ? diye... Ve her arkadaşımın yüzünde aynı ifade, o eeee nolmuş bakışı... Haliyle ayrı bir sinir yarattı ben de tabii. Ulan diyorum üzülüyorum ben, kimse ciddiye almıyor. Dünyam yıkık ama, o kadar derdin sorunun arasında gözlerimi devire devire boynumu büküyorum. Kendimi izleyemiyorum ama haliyle kötü bir görüntü çıkmış olmalı ki çevremdekilerin şaşkın bakışlarına maruz kalıyorum. Üzüntüm bile ciddiye alınmadı anlayacağınız. Sonradan anladığım üzülmemişim zaten, o nasıl oluyor diyeceksiniz ama eski yazdıklarıma ( burada yayınlamadığım ) bir göz attım da anladım ki acı çekerken ben Mabel Matiz değil, Halil Sezai bile dinleyecek duruma gelmişim, evden çıkmamışım, ya bir de çok ağlamışım.... Okurken ayrı bir acıdım kendime de , kafam dağıldı iyi oldu. Neyse dönelim şu " kendimle kalmam lazım" mevzusuna..
Onun aslında 2 anlamı var:
Anlam 1 : "unutulamayan meşhur eski sevgilim hortladı, ben de kendisinin kadrolu köpeği olduğum için,dört ayak kendisine koşuyorum, yayında ve yapımda emeği geçen talihsiz Sen'e teşekkürlerimi iletir, sahibime giderim."
Anlam 2 : "Kendime bir kaşar buldum, kafa rahat keyfime bakarım "
Ah ikincisi ne kadar kısa, açık ve net oldu değil mi? Vallahi benim bile yazarken içime serin sular serpildi. Bana noluyorsa...
Neyse biz şimdi benim halet-i ruhiyemi bir kenara itip bu iki durumun analizini ve bu adamcıklarımızın bu durumdan sonraki hallerini inceleyelim.....
Maalesef her iki durumda da sonlarının pek de hayırlı olduğunu yazamayacağım. Engin bilgilerim ve araştırmacı ruhum sayesinde gördüğüm şu ki;
1. durumda o giden sevgiliniz size döndüyse muhtemelen siz bir ara sıcaksınız, ana menü eski kız arkadaşınızı yeteri kadar götürdü ve engin denizlere yol aldı... Kendisi şu an sizinle ego tatmini yaşayıp , moralini düzeltip, kafasını dağıtıp, ana yemeğinin engin denizlerden dönüşünü beklemektedir. Yeşeren ümitleriniz yerle bir olmak üzere... Üzgünüm :D
Ayrıca bitmişse, bitmiştir.... Boş hayaller bunlar..... (Tecrübeyle Sabittir )
Gelelim az önce beni bile yalınlığıyla etkileyen kısacık 2. durum cümlemin giriş , gelişme ve sonuç kısmına;
Durum da cümle kadar yalın aslında....
Çat çut hop güm!
Olay bu kadar :D
Eeee ne var bunda demeyin, duygu yok. Değer mi hiç? Neyse...
Konumuz derinleşmesin... Bir de o tarz kızlarımızın yapışma ihtimalleri var, ki ona hiç girmiyorum, hepinizin başına gelir inşallah :D
Peki bu masalların sonu hep mi böyle biter? Bu kelimenin anlamı hep mi budur diyecek olursanız....
Bu iki ihtimalden sağ çıkan olmadı...
Bu kelimenin anlamı her zaman başka biri var demektir...
Bu adamların hiç biri gerçekten kendi kendine kalması gereken melekler değiller, biz de adamları bu kadar yıpratmış olamayız...
Öyle bir dünya yok, bunları hala yiyen varsa , afiyet olsun...
Kendiyle kalmak isteyen erkeklere not : Fotoğraftaki adamsınız hepiniz :) Hepiniz kendi bokunuzda boğulunda rahatlayalım...
Aaaa pardon; köpekler istedi diye atlar ölmüyordu değil mi?
Geri aldım bed duamı .ok kib by.
Yaşadım,yazdım.... Ya da yazdım yaşadım, bilmiyorum ki... Şimdi bir de buna mı takayım?
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Yazar notu : Yazının üstünden kaç ay geçti bilmiyorum ama adam gerçekten kendiyle kalmak istemiş sayın okuyucu...
YanıtlaSilNeyse ben tezimi çürütmem! İstisnalar kaideyi bozmaz!