-->

1 Ocak 2014 Çarşamba

Karşımıza Çıkan İnsanlar Aynamızsa Ben Ne Şerefsiz İnsanmışım...

Hazır yeni yıla girmişiz, ben de kendi kendime dedim ki kızım senin hiç derdin tasan yokmuş gibi otur bir güzel geçmişini düşün. Kimlerle nelerle karşılaşmışsın , başına neler gelmiş... Sanırsın 3 çocuğumla kapıya kondum, ya da tenha bir yerde sıkıştırdılar beni, tecavüz ettiler. Bak yazarken bile üç kere tahtaya vurdum, vurdum da hayatımdan geçen odunlar tahtayla yakın temasımdan dolayı yine aklıma geldi.
Üşenmedim kronolojik sırayla evrenin her birini aynam olarak tanımladığı adamlara bir göz attım...
Kendimden tiksindim!
Biraz bahsedeyim de siz de tiksinin, yalnız rica ediyorum benden değil, adamlardan!
Sene 1989; 4 yaşındayım o zamanlar...
Her sabah kapımızın önünden geçen kırmızı servise aşığım. Ona binmek istediğimi anneme açık açık anlatamamış olmamdan kaynaklanan bir yanlış anlaşılmayla anaokuluna gitmek istediğim düşünülmüş olacak ki ben okula yazdırılmışım... Okulda da bir çocuk var, yan sınıftan bakışıyoruz bununla...
Bir dakika ya çok geriye gittim ben...
Buradan başlarsam, blog yazısı amacından sapacak.... Bu çocuğun kulağını kopardım "yanlışlıkla". Bunu geçiyorum.
İlkokul desem, sümüklerini sıranın altında biriktiren ve o biriktirdiği yere bacakları sürttükçe pantolonu kuru sümük olan bir çocuğa aşıktım. İşte sorun burada başlıyor. Yanlış anlamayın sümükte değil, talihsizliklerin başlangıcı bu çocuk...
Be yavrum, seni sümüklü halinle kabul etmişim ben, onu bırak, iki senede ayakkabı bağlamayı öğrenememişsin, anan bile bağlamamış ayakkabılarını , iki sene diyorum bak iki sene ayakkabılarının bağcıkları benim narin ellerimde şekillendi senin. 5 sene o sümüklere tahammül ettim de takdir edilmedim ben. Bir gün artık dayanamayıp öğretmene ispiyonladım da , defterim dürüldü o gün benim.
Çocuk benimle hiç konuşmadı o günden sonra...
Şimdi nişanlı.
Bağcık bağla, sümükleriyle kabullen, 5 seneni ver , gitsin domuz burunlu bir kızla nişanlansın...
Neyse geçelim ortaokula , böyle diyorum çünkü benim zamanımda ortaokul vardı.
Vay efendim ben neden 5 kişilik bir grubun 4 erkeğiyle çıkmışım?
5. sine aşıktım da ondan.
Adama o kadar takmıştım ki, kanka olalım kanlarımızı birleştirelim dediğinde bile parmağıma iğneyi soktuğum gibi deştim kendimi. Kimse de bana ulan salak, adama aşıksın sen demedi...
Kimse de bilmedi ki. Onun yüzünden Kasım ayında şort üstüne kazak giyen bir çocukla bile çıktım ben. Sonra çocuğa giyinmeyi öğrettim de o gerçekten çok şerefsizdi. Adam olmayı öğretemedim...
Yalnız bu gruba çok emek verdim...
Şu an bir kısmı nişanlı , bir kısmı evli.
Gelelim liseye;
Ben bu ortaokuldaki gruba gel zaman git zaman uyuz olmaya başladım. Baktım benim imkanlar kısıtlı, lisede bunları rahatlıkla dövebilecek bir adamla çıktım. O sene bir öküzle hayat geçirmek nasıl olurmuş gerçeğiyle ilk tanıştığım sene oldu. Gerçi öküzdü möküzdü ama ben de çok fena boynuzladım çocuğu...
Onu boynuzladığım çocukta şerefsiz çıktı.
Şu an bu ikisi de nişanlı.
Ya sonrakiler,
Lise bitti,
Gittim kendime Bursa'dan bir çocuk buldum. Ne kuru fasülyeler pişirdim buna, 4 sene, dile kolay. Her özel günümüzde adam benden kuru fasülye istedi... Ben de zamanla buna ayak uydurdum, her gün börekçiden patatesli börek istedim. Karbonhidratlı bir ilişki yaşadık anlayacağınız...
Bunu da ben terk ettim ama o da peşimden koşmadı, al bak bu da şerefsiz...
Bu da evli.
Üniversitede bir am biti buldum kendime. Daha doğrusu o beni buldu... Böyle nasıl desem, ufacık bir şey. Dışardan bakınca liseli ergen, içinden bakınca katmerli üç kağıtçı. Ulan evsiz kalmışım, bundan ötesi yok adam bana tutmuş, sen şu anki durumunun altına sığınıp bana trip atıyorsun diyor. Ha bu bana yeter mi yetmez. Annemin ameliyatından bir gece önce facebook şifremi isteyip, kavga çıkartıp, benden ayrılmış bir arkadaştır kendisi... Al şimdi bu ne bu şerefsiz değil mi?
Bu da nişanlanır yakındır.
Tövbe yarabbim bir kız bulmuş kendisine, kıskanmak için ne kadar uğraştıysam da yapamadım...
Bu am bitinin döneminde tanıştığım, ilk tanıştığım gün aklıma kazınmış bir arkadaşımız var, bu da üç hafta koştu peşimden... Baktım ben bu adama aşığım... Dedim takıntı ne kasıyorsun pas ver şuna. Verdim de adam iki hafta sonra benim buralarda götüm başım oynayacak dedi. Götünü s.ksinler senin demedim sanıyorsanız beni gereğinden fazla terbiyeli sanıyorsunuz. Bu da şehir dışındaydı bu arada... Adam niye böyle dedi demeyin diye dip not düşeyim dedim...
Üç haftalık ilişkinin üç ay acısı çekilir mi? Çekilirmiş. Halil Sezai dinledim ben üç ay odamdan çıkmadan...
Sonra da tıpış tıpış geri döndüm zat-ı muhtereme...
Döndüm de, yine olmadı ya.
Yalnız bunda nasıl gözüm kalmışsa çocuk değil evlenmek , nişanlanmak, sevgilisi bile olamıyor. Hoş anladığım şu ki karşılıklı lanetlemişiz bir birimizi ... Bende de bir hareket olamadığına göre...
Bu am bitiyle, ondan sonrakinin arasında unuttuğum twitterda mavi donuyla poz veren bir çocukla da çıktım ben. Diyeceksiniz ki , madem mavi dona tepkin var neden çıktın? Onu ayrıldıktan sonra gördüm...
Talihsizlik işte.
Bu arkadaşımız da benimle tanıştığı andan itibaren önümüzdeki en az 10 seneyi planlamış, gelecek hayalleri kurmuş, lakin ben KPSS gününü şaşırıp sınavı kaçırdığım için beni sorumsuzlukla suçlayıp ayrılmıştır. Benim devlet memuru olmam bu kadar mı önemliydi be mavi don?
Kendisi şu an hayatımda kırmızı kartlı olan eski bir dostumla kırıştırmakta, hatta evlenecek bile olabilirler.
Gelelim sonuncusuna...
Bu yeni bir hikaye...
Kişi eski aslında, 5 senelik bir mazi, Facebook üzerinden yapılan 1000 sayfa sohbet, 97 ortak arkadaş, bir nereden tanışıyoruz acabadan, seni seviyorumlara uzayan bir hikaye...
5 sene sadece facebook'tan muhabbet ettiğim bir arkadaş. Hadi dedik biz tanıştığımızda antenli telefonlar vardı, bu maziye bir kahve içilir, içtik...
Bir kahve, bir kahve daha derken , baktım bu bana bayık bayık bakmaya başladı... Yalnız sanırım ben de öyle bakmış olmalıyım ki biz bununla da çıktık... Sonra bu çok istekli arkadaşımız kendisiyle kalmasıyla gerektiği kanısına vardı. Gerçi ben onu suçlamıyorum, bu tamamen iki üstte anlattığım götü başı oynayan zat-ı muhteremin lanetidir. Başka bir şey olamaz. Yoksa bir insan bu kadar dönek olamaz. Olur mu? Takarım şimdi ben buna..
Neyse bunun şu an ki medeni durumu hakkında bilgi sahibi değilim, elimi attığım nişanlanıyor. Bundan da beklerim...
%78 gibi bir oranı evli ve nişanlı, gerisi meçhul, biri lanetli adam profilim var. Bayandan temiz, almak isteyenler buradan irtibata geçebilir arkadaşlar...
Bu adamlar mümkün değil benim aynam olamaz....
Bir kere takıntıları yok bunların...



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder