-->

2 Ocak 2014 Perşembe

Hesabı Kim Ödeyecek?

Ya hep , ya hiç bende...
O kadar keskin ki mantık ve duygu arasındaki gelgitlerim, asla dengeleyemedim kendimi... Kulağımda yine kulaklıklar, listeyi karıştırmışım,800 şarkıdan hangisi denk gelirse dinliyorum. Bu i pod listesi bünyesinde iki sevgili, 1 adam barındırdı. Diyeceksin ki hesapta bir hata var, yok canım. Biri adamdı, diğeri... Neyse, hakaret etmeden konuya döneyim ben. Kendisi attı zaten, evet bildiğin at. O konuya daha önce değindim sanıyorum. Değinmediysem de bir dipnotla geçerim bir ara.
Gelelim asıl konuya, ben bu yazıyı yazarken fonda Hande Yener - Armağan adlı parçasını seslendiriyor... Bu şarkıyı, bu listeye tanık iki sevgiliden adam saydığımla daha birlikteyken, ayrıldığımda dinler dinler ağlarım diye i pod'a atmıştım ben. Bu ne biçim iş? İnsan neden birlikteyken , ayrıldığı zaman dinleyeceği şarkıyı düşünür, bu kadar mı ayrılmak istedin deme, sen demeden ben söyleyeyim...
Hayatta en korktuğum şeydi bir gün bu adamdan ayrılmak...
Ve daha önce birlikte olmaya karar verdiğimizde bunu sadece üç hafta sürdürebilmiş, yine bu adam beni bırakırsa ben n'aparım korkuma artık dayanamamış , bu korkuyla yaşayamam deyip, adamı kendim bırakmış ve üç hafta için üç ay ayrılık acısı çekmiştim.
Bu denememizde de 3 ayı geride bırakmıştık, haliyle 3 katından fazla bir süredir birlikte olduğumuzdan korku kat sayım beni iyice paranoyaklığa sürüklemiş ve ben şimdiden ayrılık şarkılarımı seçmeye başlamıştım. Hatta o zamandan dinlemeye başlamış, triplere girmiş ve adama da bunu bol bol hissettirmeye başlamıştım. En sonunda o kadar kaptırdım ki tribe, sıradan bir kavga sırasında adamın söylediklerini bile yanlış anladım. Beni bıraktı sandım. Kendimi kaybettim....
Korktuğum başıma geldi sandım...
O salak da demedi ki yanlış anladın diye. Desene ulan.
Belki de ben küfrederken, hayatı sorgulamakla meşguldü çocuk, bilemedim ki....
Neyse yine bok yoluna gitti bu ilişki...
Ve ben ilk iş o zaman da bu şarkıyı açıp dinledim. Çünkü bu adam bana geri döndüğünde ilk aklıma gelen cümleydi "Bir ömür yeter bana bu armağan, ölsem de gam yemem artık " !!!!
Ve tabii tadı damağımda kaldı...
Gel zaman git zaman,bu ayrılık acısı da hafifledi( dikkat geçmedi) sadece hafifledi, hatta araya bir at girdi...Ve ben bugün anladım ki ben artık öküz olmuşum...
Bugün bu şarkıyı dinledim ve o ilk zamanlar dikkatimi çeken sözler yerine "Yedik,içtik, sanırım doyduk. Hesabı kim ödeyecek?" sözüne takıldım. Tabii ki manidar bir söz, ben de farkındayım orada benim aklımdan geçen biraz sonra açıklayacağım şeylerle zerre alakası yok, lakin ben bu şarkıdaki ufak hesapçıyı bulunuza kadar geldim. Hatta cimri mi cimri bir sevgilim vardı benim(dün am biti diye bahsettiğim), üzerinize afiyet oğlak burcu, onun bu hesap ödeme konusundaki ketumluklularına kadar andım...
Ve anladım ki , körle yatan şaşı kalkar sözüne güzel bir örnek olmuşum. Ben öküz olmuşum artık. Bunu az önce de yazdım ama , gönül vurgulamak ister, neyleyim a dostlar?
Ama yok bu duygusuzluk beni rahatsız etti, benim illa etkilenmem acı çekmem lazım diye düşündüğüm için şarkıyı bir kaç kez daha dinledim. Veeee nihayet kıvama geldim, demeyi çok isterdim... Ama son at macerasından sonra, duyguları alınmış bir erkek düşmanına dönüştüm. Halbuki at düşmanı olmalıymışım , yazık ki hayvan severim....
"Yedik , içtik, sanırım doyduk. Hesabı kim ödeyecek ?" sözüne ise bir cevabım var;
Oğlak burcuysa kız öder.
Boğa burcuysa çocuk zaten kıza ödetmez.
Kaçıyorsa senindir, dönerse serbest bırak...
Olmadı değil mi?
Olmaz tabii, kafa çorba...
Öpüyorum çok çok.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder