-->

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Polislerin Annemle İmtihanı

Malum bizim olaysız bir günümüz geçmiyor ama dün benim için oldukça telaşlı bir gündü. Blogun önceki yazılarını okuyanlar bilir sevgili annem, yani Bayan Pire'yle bir kepçe mücadelemiz olmuştu. Ben de annemin sadece inşaat arabalarına bir zaafı olduğunu düşünmüş, yanımızdaki inşaat da kepçeyle işini bitirince annemin binme şansını yitirmesiyle rahatlamıştım. Kadın neredeyse 70 kilo, o popoyu kaldır , oraya zıpla , bir düşse yine kabak benim başıma patlayacak, umurunda değil. Gitti rahatladım...
Gel gelelim sakin başlayan dünümüze....
Annemle dün evden çıktım, eğitime gittim, eğitime annemi de götürüyor olmamı bence hiç yadırgamayın, hocamın bir numaralı öğrencisidir. Eğitime gitmemiz bisiklet yarışından dolayı kapanan yollarla ayrı bir olay oldu. Hatta tesadüflerle ilgili yazıyı okuyanlar bilir, böyle derse giderken başıma gelen aksiliklerle muhteşem bir tesadüfe denk geldiğim için bu sefer de acaba yine gidemeyecek miyim korkusu benim içimi hafiften hafiften kemirdi. Tamam Evren'ciğim anlıyorum, o hoş bir tesadüftü ama bir sefer daha derse gidemezsem de eğitimden atılıyorum yapma etme dileklerimle sağ salim derse gittim. Kendimi de o kadar kasmışım ki bütün ders boyunca mideme ağrılar girdi... Neyse yine o muhteşem hocamın , muhteşem anlatışıyla rahatladım ve dersimi de bitirip, annemle ortak bir dostumuzla buluşmak için Beyoğlu'na doğru yürümeye başladık. Annem de takıntıdır, her yerde buluşmalarını Özsüt'te ayarlar. Yine Özsüt demiş, tam giriyoruz, başladı ben acıktım ben burada ne yiyeceğim diye. Ulan, evladım olsa itip kakıcam yemin ederim. Şiddete çok karşıyım ama bir insan kendi buluşma kararı aldığı yerden kendi vazgeçer mi? Neyse ben gidip köfte yiyeceğim, sen otur arkadaşımızı bekle dedi, beni Özsüt'e postaladı, kendi de ileriye Ramiz Köfteye yürüdü. Beyoğlu Özsüt'ü bilenler gözünde canlandırsın, bilmeyenler öylesine bir teras hayal etsin... Terastayım, oturuyorum, bizim pire aradı, ben yürüyorum, burada insanlar toplanmış ama korkma dedi. Ufak bir olay sandım, geçiştirdim. Ben de terasın arka tarafında oturuyorum, yol görünmüyor. Ön tarafta oturanlar da aşağı bakıp bakıp duruyor. O sırada bizimle buluşacak olan arkadaşımız aradı, ben geliyorum ama aşağıda olay var diye, ben de garsona sordum ne olduğunu, adam demez mi burada pek bir şey yok ama aşağı taraf çok karışık diye...
Terasın önüne yürümedim, koşmadım, uçtum! Düşünebiliyor musunuz, anneniz , gezi olaylarının yaşandığı bir yerde , olay çıkmak üzereyken köfte yiyor!
Hemen bizim pireyi aradım, anne n'apıcaksın olay var dedim. N'apayım köfte yiyorum ben cevabını aldım. Allah'ım aşağıya bakıyorum, iki toma, bir sürü polis, barikat kurulmuş, yüzlerce insan, kesinlikle giriş çıkış yasak, ve kadın bana hala köfte yemekten bahsediyor....! Bir daha aradım, telefonu meşgul... Yaklaşık 20 kere aradım! Baya baya köfte yiyip, telefonda konuşuyor! Ben de Özsüt'te terasta, ön masaları hiçe sayıp, belime kadar sarkmış vaziyette hanımefendinin gelmesini bekliyorum. Sinirden kafamın önünde yeni türemiş olan minik saçlarım dimdik oldu yemin ederim. Bu arada arkadaşımız da geldi ama umrumda mı? Tabii ki değil...
Bu sırada sevgili piremiz lütfedip telefonunu kapattı ve kendisine ulaştım! Almış yanına Ramiz'den kasiyerle bir garson, yürüyerek geliyormuş. Tomadan, gazdan onlar koruyacak her halde. Bekliyorum, bekliyorum yok gelmiyor. Arıyorum, yine meşgul. Tamam diyorum, bir şey oldu, annemin telefonuyla ambulans çağırıyorlar. Ama ambulansa hayat hikayeni anlatamazsın. Telefon durmadan meşgul! Nihayet yanıma geldiğinde öğrendim ki, telefon konuşması bittikten sonra gitmiş tomanın yanına, evladım, su , gaz falan sıkmayın benim tiroidimi geçen sene aldılar, ben nefessiz kalıyorum, kokulardan çok etkileniyorum diye lafa başlamış, polise ameliyatını anlatmış. Sen geç anneciğim bir şey yapmayacağız demişler. Sonra bakmış yol uzun, yorulmuş. Beni şu tomayla Özsüt'e atıver evladım cümlesini de kurmuş. Ha diyeceksiniz ki polisler hayatta kabul etmez. Yalnız siz benim annemi tanımıyorsunuz, polis onu da kabul etmiş. Tahminimce çeneden bayıldı çocuk. Annem son anda ben o kocaman şeye nasıl bineyim diye bir döneklik yapmış da polis annemi tomaya bindirmekten kurtulmuş. Sonra da bana gelmiş diyor ki neden herkes bana gülüyor. Eh anneciğim, ne diyeyim.
Siz söyleyin neden herkes anneme gülüyor acaba?

2 yorum :

  1. Annen eğlenceli birisi galiba çok sevdim. Polislerle kurduğu iletişim de çok sevimli. Tabi benim annem olsa ne yapardım orasını bilmiyorum ama senin anneni çok öpüyorum. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler :) Sevimli ama bazen ben mi anneyim acaba demekten kendimi alamıyorum :)))
    Sevgiler ...

    YanıtlaSil