Ben anladım ki, benim hobilerim arasında dedektifçilik oynamak var. Canım sıkıldıkça insanları didikliyorum. Tamam , eski sevgilidir, aşık olunan adamdır, o adamın etrafındaki bütün kızların profilleridir, efendime söyleyeyim kankalarıdır , bunlar araştırılır bu normal...
Ama bunun bir tık üstü nasıl bir hastalığa giriyor ben bilmiyorum...
Bende bir nevi meditasyon etkisi yaratıyor yalnız onu söyleyeyim. O derin araştırma anlarımda , ağzımda asla not almayacak olmama rağmen kalemim, dağınık topuz saçlarım ve önümde kahve bardağımla adeta bir profesyonel gibi işime yoğunlaşıp en az bir saat o konumda kalıyorum. Bu bana aniden gelen bir istek olduğu için muhtemelen saçma sapan bir pozisyonda oluyorum ve eğrilip bükülmüş dizlerim , popomun altına alıp oturmaktan yamulan ayaklarımın sızlamasıyla o derin meditasyona geçmiş halimden zar zor sıyrılıyorum...
Neyse bu ayrıntılı tasvirden sonra gelelim son dedektiflik hikayemize....
Şimdi evet tabii ki Bay Tarçınlı Kahve ile o ilk mesaj attığı günden bugüne haftanın muhtelif akşamlarında bazen uzun , bazen onun uyuyakalmasıyla çat diye biten , özledimli, sen başkasınlı mesajlaşmalarımız tam gaz devam ediyor. Ama benim ondan önce de bir hayatım ve malum alışkanlıklarım vardı değil mi?
Bol kusmuklu seviyeli birlikteliğimin ana karakteri M.A(29) , instagram son aramalarımda kayıtlı ve çakma twitter hesabımda favorilere eklenmiş durumdayken, ve ben yaklaşık iki aydır her gün günde 10-15 arası bir sayıda bu adamın hesaplarını didiklerken haliyle o el oraya gidiyor...
Yalnız belirteyim, sadece merak.
Ama güçlü bir merak.
Adam bir tweet atıyor, Kırmızı Kafa'yla başlıyoruz dalga geçmeye, tabii kendi aramızda, ama aradan bir saat geçmeden adam attığı tweeti siliyor. Bu bir kaç kez oldu. Yazıp yazıp yollamadığı mektuplarla ilgili bir tweet atmış. Ben tutturdum bu hala gurbetçi bavulu kıçlı kıza mektuplar yazıyor diye, artık öyle acıdım ki, sevabına ben gidip konuşayım diye bile düşündüm.Kız yan sokağımda oturuyor.
Neyse...
M.A(29) beyimiz 4 gündür sosyal medyada tek bir harekette bulunmadı.
Ne bileyim instagrama ağlak bir video olsun, giderli bir tweet olsun, yok!
Bu arada da onun hesabından beni takip eden 104B takipçili, kitapları olan bir şair gözüme gözüme batmaya başladı. Adamın tek bir fotoğrafı yok. Arkası dönük bir fotoğraf, Google'da onunla ilgili kaç sayfa haber varsa hepsini okudum. Ve hemen ilişkiyi kurdum. Bence bu adam M.A(29) takma isimle kitap bile çıkarttı, takipçileri de satın aldı, zaten iyi de yazıyor, ünlü de oldu, ama bence kesin bu o. Bunu Kırmızı Kafa'ya anlattım. Önce deli dedi ama sonra biraz biraz kafasına yattı. Şimdi elimizde arkası dönük bir fotoğraf var ya, bu fotoğrafı aldım ben, bir de instagramdan M.A(29)'un deri ceketli bir fotoğrafını aldım. Ceketleri kıyasladım, saçın arkadan duruşunu kıyasladım, kotun popoda duruşunu kıyasladım. Büyük benzerlikler var. Bir de diyelim o değil, neden hem beni hem M.A(29)'u takip ediyor? Çok şüphe çekmesine rağmen, olayı delillerimle kanıtlayamadım. Ama merakıma da mani olamayıp bu yazara mesaj attım. Senin hiç bir yerde yüzün yok. Senin adın gerçek mi? Sen gerçek misin? Değilsen kimsin ? diye...
Okurken hiç , o olsa söyler mi ne soruyorsun, demeyin...
Zaten cevap vermedi, ama eğer oysa bence artık benden fazlasıyla korkuyor.
Kafamda senaryo yazmış olma ihtimalim %99 farkındayım. Ama ya %1?
Bu arada adamdan hala bir aksiyon yok, ben en son olayı içimde baya bir dramatize ettim ve instagram fotoğraflarının altında baş sağlığı, nur içinde yat, daha çok gençti gibi yorumlar aradım. Gerçekten öldüğünü düşündüm. Babasının facebook hesabına da baktım.
Yaşıyor, yollayamadığı mektuplarının içinde boğulamamış daha...
Benim tavsiyem, mektupları bir şişeye koyup üstüne otursun.
İyi gelir!
Yaşadım,yazdım.... Ya da yazdım yaşadım, bilmiyorum ki... Şimdi bir de buna mı takayım?
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder