-->

25 Mart 2014 Salı

Annem, Kepçe, Evlilik Teklifi ( Dam Üstünde Saksağan Vur Beline Kazmayı )


Güne annemin odama gelip de üzgün üzgün kepçeye binemeyişini anlatmasıyla başladım. Operatörle sözleştikleri gibi uyanıp tam 08:40'da adamın yanına gitmiş, hatta önce mutfak camından adama seslenmiş, aç mı diye, açsa adama sandöviç hazırlayacakmış ama yetişememiş kahvaltıya :) Neyse gitmiş bizim Bayan Pire, operatörle yarım saat kadar mücadele vermişler, ama bizimki tırmanamamış kepçeye....Adam da ne mücadele vermiş ama, annemi aşağıdan ittire ittire...
Sonra gün içinde ne zaman inşaatın önünden geçsek, annem binme alternatifleri üretse de ben ağırlığımı koydum ve onu daha fazla inşaata yaklaştırmadım.
Üzgün ama atlatacaktır bunu eminim :)
O hırsla verdi kendini yemeğe, yedi sanmayın, ordu doyuracak kadar yemek yaptı. Arada da gördüm, mutfak camından iç geçire geçire kepçeye baktı. Neyse ki operatör, kepçenin bir küçük modelinin geleceğini söyledi de annem rahatladı. Kısmetse ona binecek, üstelik bu sefer ben de davetliyim... Binerse fotoğraflarını buradan paylaşacağım...
Garip başlayan güne garip devam ettim, çok yakın bir arkadaşımdan evlilik teklifi rezervasyonu aldım. Evet diyeceksem , teklif edecekmiş... Arkadaş biraz sağlamcı çıktı sanırım. Adamın iki senelik ilişkisi var. Benimle evlilik hayalleri kuruyor. Ben o kıza nasıl acıyorum anlatamam....
Bende de öyle bir vicdan var işte. Zaten olması da gerek. Çocuk da muhtemelen dalga geçiyordur, ama her şakanın altındaki gerçek payı da beni hafiften dürtüklemiyor değil. Vicdanım bana nasıl haykırıyor anlatamam. Ulan, her şeyi çocuk yapıyor, vicdan benimle uğraşıyor. Bir şey yapsam neyse...
Yalnız çocuğun soyadı da adıma pek bir yakışıyor... Plaza insanı gibi oluyorum onun soyadıyla...:)
Sonra vicdanım bana diyor ki, sen plaza insanı olmak istemiyorsun Takıntı, tersle hemen şu çocuğu...
Ben de tersliyorum.Vicdana itaat bizde baki...
Bazen de diyorum ki gelmişsin 29 yaşına , koy götüne rahvan gitsin. ( O ara vicdan bir kaç saniye uyuyor sanırım)
Öyle karışık bir gündü sayın okuyucu, sanırım bu gidişle yarın ben kepçeye bineceğim....
Neyse olmadı bunu da tarçınlı kahve içmeye götürürüm , o lanetle bir daha benimle görüşmez :) . Tarçınlı kahvenin lanetini bilmeyenler http://takintinindunyasi.blogspot.com.tr/2014/02/tarcnl-turk-kahvesi-meselesi.html den onu da okuyup öğrenebilirler.
Bu geceki yazıma küçük bir notla son veriyorum "Dün gece yazdığım yazıdaki tüm de ler bağlaç gibi ayrı duruyor, bunu ben değil bilgisayarım otomatik yapmış, düzeltmeye üşendim, ama görüntüye de taktım şu an. Malum takıntılarım var... 
İyi geceler...

2 yorum :

  1. inanılmaz keyif alarak okudum ve çok güldümmmm.özellikle annenin kepçeye binme merakı :)

    yüreğine kalemine sağlık sevgili bayan takıntı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya ben :) birdelininpembedefteri.blogspot.com'da dolaşmaktan öyle zevk aldım ki, sitenin tasarımı yeter bir kere, huzur buldum. senin de eline sağlık, ayrıca güzel yorumların için de çok teşekkür ederim :))

      Sil